193- lacivert - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

193- lacivert




tuhaf bir duygu. farklı bir ikilem. yıllar sonra o olma ihtimali. üzerinde, hiç çıkarmadığı mağrur giysisi ve asi duruşu. bir de işte diz kapağının üstünde biten lacivert elbisesi. yine çok yakışmış. yine çok güzel. monet tablolarından bile güzel. 
altınoluk’ta bir aktar. yok hayır manav. aklım o kadar karışık. ruhumu sormasın kimse. tezgahta bir şeyler seçiyor. benim farkımda değil. içimdeki çatışmanın hiç değil. 
o mu değil mi? 
o ise yıllar sonra ne söylerim? 
değilse çok mu üzülürüm? 
emin olmak istiyorum. ama bir yanım durumu kesinleştirmek istemiyor. bu belirsizliğin güzelliğini sonuna dek yaşamak istiyor. zaten komuta ve kumanda artık beynimde değil. gittiğim yoldan, önünden geçtiğim aktarın yok hayır manavın yanından geri dönüyorum. bir daha bakıyorum. o hala ısrarla bir şeyler seçiyor. ya da arıyor. şaşkınlığımın ve tedirginliğimin farkında değil. ben kâh soğuk karların içinde kâh kızgın kumların üstünde yuvarlanır gibi anın içinde debeleniyorum. bir dakika içinde dört mevsim birden yaşıyorum. anılar hüzünlü bir film şeridi gibi gözümün önünde geçit töreni yapıyor. sonunda tezgahta aradığını buluyor. kasaya giderken göz göze geliyoruz. hiç tanışmıyoruz ama ve sanki yıllardır birbirimizi tanıyormuşuz gibi bir yakınlık. bir sıcaklık. bir yoldaşlık..
.
.