174- dept. Q - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

174- dept. Q


yine bir ingiliz. yine polisiye.
dokuz bölüm. ama ben dayanamadım ve şimdi beşinci bölümün sonundan yazıyorum.
dizi için hiç tereddüt etmeden, athena gökhan'ın deyişiyle "abi çok iyi yaaa" diyorum.
kurgu güzel.
akış on numara.
karakterler beş yıldız. 
daha da önemlisi, diziyi bir kişi değil en az beş kişi hatta daha fazlası götürüyor. herkesin bir hikayesi var. ama ve yine de lokomotifimiz kendi kendiyle kavgalı, emniyetin en şirret adamı, ama aynştayn kadar zeki, çalışkan, özgüveni narsistlik sınırını fersah fersah aşmış laf cambazı dci carl morck. 
sonra morck'un zoraki ama en faydalı yardımcısı suriyeli ekrem salim.  
yine morck'un felçli ortağı dci james hardy. hakeza diğer yardımcı kıvırcık rose. ve psikolog dr. rachel irving ve diğerleri. ama özellikle bu beşli nevi şahsına münhasır. birbirlerini zekice iğnelemeleri, kıldan ince esprileri de ayrı bir tat veriyor diziye. bu zekice diyalogların çok olması bir risk gibi görünse de kahramanlarımız oradan oraya koştururken dikkatiniz dağılmıyor hem merak ediyor hem eğleniyorsunuz. en azından ben öyleyim.
bir de dizi bana, çok fazla izlemediğim ama hakkında fikir sahibi olduğum behzat ç.'yi aklıma getirdi. bizim morck behzat ç.nin ingiliz versiyonu gibi.
sorunlu bir başkomiser ve travmatik yardımcılar.
kural tanımayan, küstah ama işini iyi yapan. çalışkan fakat neredeyse gölgesiyle kavga yapan geçimsiz bir amir. ve yine ortaklarının hepsinin ayrı travması var. misal kıvırcık rose'un tanı konulmamış psikolojik rahatsızlığı yok gibi. ekrem salim'in zaten göç etmek zorunda kaldığı suriye'nin adı yeter. partneri hardy zaten morck'un kendini suçlu hissettiği olayda felçli kalmış ve ölmek istiyor. tek aklı başında gözüken psikolog dr rachel var. onun da kendine göre travması var. 
ha unutmadan, morck'un yanında gizli bir lokomotif de kayıp savcı merrit lingard. ve kardeşi william lingard. yine morck'un ev arkadaşı çok okumuş, çok bilmiş martin'i de unutmamak lazım. görüldüğü üzere dizide kişiler ve olaylar ne kadar çok olsa da birbirine karışmadan, tane tane özümseyerek ve severek takip etmek çok mümkün. yine arkası yarın tadında her gün bir bölüm izliyorum. yeni bölümü merak ediyorum ama heyecandan uyumayacak kadar değil. sindire sindire, usul usul keyfini çıkara çıkara izliyorum.

son tahlilde; ingiliz polisiyelerini sevenler de dizinin keyfini çıkarsın diye finali görmeden hakkında iki kelam edeyim istedim. fena mı oldu?