leyla’nın kardeşleri yazıyor filmin adında ama filmin ağırlık merkezi leyla’nın babası. her şey onun yediği haltların altından çıkıyor. haliyle kardeşleri de! lakin filmde leyla’nın babası ayrı hikaye. kardeşleri ayrı. kendisi başka bir hikaye. yönetmenimiz saeed raustee işte bütün bu hikayeleri adeta un yağ şeker gibi karıp nefis bir helva ziyafeti sunuyor bize.
film emsallerine göre uzun. çok uzun. lakin bu uzunluk yormuyor. çünkü sizi de bir şekilde yakalayıp içine çekiyor. hatta taraf tutmaya zorluyor. lakin bu tarafgirlik pek sabit durmuyor. bir leyla’yı bir babasını tutarken bakmışsınız ali rıza’nın yanında buluyorsunuz kendinizi. zaten ve aslında ali rıza’nın yalnızlığına ve dik durma, her daim doğruyu yapma çabasından hiç uzaklaşamıyorsunuz. aile bireylerinin birbirleriyle olan yüzleşmelerinde sanki aile fertlerinden biriymiş gibi gerim gerim geriliyorsunuz.
son tahlilde film; gerçekçi, hayatın orta yerinden pasajlar sunan ve hatta zaman zaman ‘lan bizim burada da böyle oluyor’ diyeceğiniz memleket hallerinden izler de görebileceğiniz başarılı bir yapım.