şimdi işte ersoy, akif ve mehmet’i bekliyorum. henüz gelmediler. hani her defasında zamanından çok erken gelmesem. zarifoğlu’na bağlayıp bir güzel edebiyat yapacağım. zira cahit zarifoğlu’nu seneler evvel bir blogda (sanırım endişeli peri’nin blogu) “şimdi açım” diye başlayan arkadaşlarını bekleme hadisesini godot’dan daha güzel anlattığı 1965 tarihli güncesiyle tanımıştım. sonra işte yaşamak başucu eserim, zarifoğlu birinci yazarım oldu. böyle her bekleme seansında onu anarım. üç beş satır bir şeyler karalarım. oyalanırım. hatta dünyadan bile koparım. hani olur da bizimkiler geç kalacak olsalar onlara kızacak vakit bulamam. yazıyla eğlerim kendimi. müzikle avuturum. bazen de dayanamam saatime, mekanın kapısına bakarım.
vakit hala erken de olsa bir ümit yolun başını gözlerim. gelen giden olmaz.
ben yine beklerim..
.