kargaların bile uyuduğu saatte yollardayız. bir tek ışıklı dükkan tabelaları uyanık. gözleri velfecri.. sarıyer börekçisi. beyoğlu çorbacısı. manolya pastanesi. koca otobüste 3 - 4 kişiyiz. “ne bok yiyoruz lan bu saatte?” der gibi suratlarımız. omuzlarımız düşük. sırtımız kambur. emekçi diyorlar bize. yedikleri zengin ve israf sofrasında bir garnitürden bahseder gibi. yoo hayır, bu saatten sonra itiraz edecek değilim bayım. zaten ve zamanında tevfik fikret han-ı yağma demiş üzerine lafımız yok! hem o kadar filmi boşuna izlemedik. çoktan kabullendik. sonbahar filminde cemal’in yusuf’a dediği gibi; “hayattan payımıza da bu düştü. hiç bir şey boşuna değildir..”
.