market dönüşü pazar arabamı park edip semtin parkında oturdum. sezen aksu dinliyorum. doğrusu spotfy’da beğendiğim şarkı lisesinde sezen çıkınca ve bu cehennem sıcaklarında cennetten geldiğine inandığım rüzgar esince yazmak istedim. ne yazacağımı bilmeden, düşünmeden. galiba bilinç akışı diyorlar buna. geleni boca ediyorsun kağıda yahut beyaz cama. gerçi rüzgar ve kuş sesleri oradan oraya savuruyor insanı. varoluşsal kabızlıklarından güncel dertlerine tenis topu gibi çarpıyorsun. olduğun yerden memnun olmuyorsun. hoş, bunca yıllık hayatımda olduğu yerden memnun olanı görmedim. olanlar da zaten ermiş oluyorlar. başka seviyenin insanı olduklarını ve bize hiç benzemeyeceklerini düşünürüm. başka şeyler de düşünürüm. misal şimdi, kuzey ege’nin en temiz denizinde birkaç emekli amcadan başka kimsenin olmadığı sakin bir yerde olmayı hayal ediyorum. geçmiş yılların özlemiyle yanıyorum. serin bir fransız şarkısında kaybolmak istiyorum. rüzgar böyle esmeye devam ederse eve dönmemeyi düşünüyorum. ama ve biliyorum ki yarım saat sonra güneş dönecek. ağaçları ve apartmanları aşacak. burası çöle dönecek. o vakte kadar diyorum; tadını çıkarayım bari.
.