istanbul - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

istanbul



bu istanbul diyorum sevgilim; adamı ya şair yahut deli eder
marmara’nın durgun sularında salınan gemileriyle,
her daim aç gezen martılarıyla ve hiç susmayan kalabalığıyla
şair olmak mı kolay yoksa delirmek mi? 
emin değilim
oysa bana sorsan en kolayı aşık olmak derim
zor olanı çünkü bu aşkı ömür boyu kalbinde taşıyabilmektir
biliyorsun
ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç *
ama sevdim. çok sevdim
bilmiyorsun
limansız ve insansız deniz kentlerinden dönüyorum her gece rüyalarımda
yalnız seni arıyorum kısa, basit ve devrik cümlelerimin kuytusunda
gündüz düşleri kuruyorum
eski ama zevkli döşenmiş bir otelin terasından aşkımıza bakarken
gülümsemeni içimde büyüyen sevgine katık ediyorum
en orta üç kelimelerimle mektuplar yazıyorum sana gönderilmemiş
varsın dünya bilmesin seni nasıl sevdiğimi
ama sen bil, sadece sen
içtiğim çayın tadında, dinlediğim şarkıların hazzında ve bir manzaranın doyumsuzluğunda yalnız seni düşündüğümü

.

* edip cansever - yaş değiştirme törenine yetişen öyle bir şiir
.

iliona - moins joli