hayat tuhaf sevgili ibrahim.
tuhaf ve acımasız.
acımasız ve hata kaldırmaz.
geçmiş gün söylemiş olmam lazım. ne için söylediğimi hatırlamıyorum ama. üniversite sınavlarında dört yanlışın bir doğrumuzu yok ettiği hesabı üzerine yaptık tüm planlarımızı. halbuki hayatta yapılan öyle yanlışlar var ki bütün doğrularınızı silip süpürüyor. oysa kimse bize bundan bahsetmedi. 'türk, doğru ve çalışkan' olmak yetecek sanıyorduk. biraz coğrafya, biraz fen bilgisi az da matematikle bu hayatı kıvırırız sandık.
ama işte hayat ilginç ibrahim! hem öyle dedikleri kadar da basit değil. yalan yazıyorlar. rol yapıyorlar. insanları kandırıyorlar. inanıyor muyuz peki? hayır. inanmıyoruz. ve fakat içinden de çıkamıyoruz bu bok çukurunun. çünkü hayat... hayat gibi işte...
hiçbir silginin silemeyeceği yanlışları oluyor insanın şu hayatta. allah'tan gayrı hiçbir gücün değiştiremeyeceği yazgısı. ne kadar çırpınırsa çırpınsın hiç durulamayacağı, içindeki bulanıklıktan kurtulamayacağı bir çizgisi oluyor. uzmanlar, dostlar, ekabirler kabul et diyor. kabul et. teslim ol. çırpınma. isyan etme. kabul et. annem bile. düşünebiliyor musun ibrahim? annem bile. ve tüm şehir...kardeşlerim zaten ganimet peşinde! koca cihanın bekâsını, iklimini sanki ve salt ben düşünüyorum gibi. üstelik ben de neyime güveniyorsam bütün dünyayı sırtıma almışım ve burnumun dikine gidiyorum. kimse eyvallah da etmiyor, teşekkür de. ama ben kime ve niye bir şeyleri ispat çabasına girdiysem artık bırak yükü indirmeyi dinlenmeyi bile düşünmüyorum. öyle olunca da semer vuranımız çok oluyor. farkındayım. farkındayım. evet tıpkı sezen'in şarkısındaki gibi. farkındayım. ama ve lakin; "ne yapsam olmuyor gözüm. terk etmiyor bizi hüzün". içimizi delip geçen hüznü dinlediğimiz şarkılarla üstümüze giyiyoruz. ve nihayet kitapçı kahvehanelerinin köşelerinde çalakalem yazıyoruz sonra. çalakalem.
misal işbu yazı, bugün yazdığım üçüncü taslak. diğer ikisini beğenmediğimden değil de ne gerek var ki şimdi diye yayınlamadım. gerçi bunu da umuma açar mıyım? bilemiyorum. şimdilik gelişine yazıyorum. ve sezen'in en duygusal şarkılarını dinliyorum... hayat çünkü; bildiğin gibi sevgili ibrahim.. bildiğin gibi...
.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...