bu sabah yağmur var istanbul'da. bir de işte; sokağı tam cepheden gören bir pencerenin kenarına oturup akşama kadar ömer faruk tekbilek dinleyesim, bu muhteşem müziğin içinde yitesim var sevgilim.
.. ..
aslında söyleyecek çok sözüm var. fakat yapacak bir şeyim yok. hatta hiç bir şeyim yok. uykum bile. düşünmekten bir arpa boyu yol gidemeyen kuru yük gemisi gibiyim. ama öte yandan arkasında bıraktığı su izi bile değilim. nerden baktığıma, nerden baktığına bağlı. zaviye mühim çünkü. sağ beyin sol beyin. duygusal zeka analitik zeka. ne gereksiz işler oysa. bu kadar karmaşaya gerek var mıydı? saatlerin ayarıyla oynamaya sonra. bir cümlede kendimi tanıtma hakkım olsaydı şayet, yazısı kalıp kendisi uçan söz, suya yazılan devrik cümleyim derdim. öyle bir hakkım olmadı. çünkü ben.. çünkü ben sevgilim; şimdi bir avm kahvecisinde ne yazacağını bilmeyen acemi bir yazarım. lakin ve yine de içli şarkılar dinleyip hüzünlü şiirler yazılamayacağını bilecek kadar vefalı bir şairim! daha da özele girersek -sabah özel bir tv kanalının anısına çaldığı- ahmet kaya şarkısındaki kum gibiyim. oysa oturmuş neler anlatıyorum? bugün diyorum istanbul’da yağmur var. özlem var. yalnızlığın bulutlar arkasına saklanmış kokusu var. kafamda ördüğüm urganın üzerinde özenle attığım gelecek kaygılı düğümlerim var. tecahüli ariflerim var. arada açan güneş, serin esen rüzgar var. lakin bir planım yok. far ışığına tutulmuş tavşanın deliğinde eylemsiz hallerim var. dünyanın kötülüğü var. sahte gülüşler var. maskeli balolar var. fakat çıkış yok. köprüden önceki son çıkışı kaçıralı çok zaman oldu. üzerinden yedi ana renk, bir çok tarifeli uçak geçti. ama ve yine de selda bağcan ile ahmet kaya arası, öyle bir yerde bekleyen hayallerim var hâlâ.
oysa şimdi avm’nin merdivenleri yürümüyor. maveraünnehir akmıyor. istanbul’a yağan yağmur baraj kapaklarının kovuğuna gitmiyor. karbon ayak izlerimizi silecek silgi bulunamıyor. yapay zekalar zekasızlığımın üzerinde tepiniyorlar. insanlık nereye gidiyor. bu yazının istikameti neresi bilinmiyor. son tahlilde ve bu çok bilinmeyenli dünya denkleminde bir pideci sırası bekleyen 4 numaram var. uğurlu sayım var. ezberimde olan kışlar, unutmak istediğim yazlarım var. ama ben yokum.
bu sabah diyorum sevgilim; istanbul’da bir şey var!
.... ..
.
ömer faruk tekbilek - kolay mı?