sahilde oturmuş eylüle ve denize bakıyoruz. konuşmuyoruz. galiba mutsuzuz biraz. aynı şeyleri konuşup yeni mutsuzluklar oluşturmak istemiyoruz belki de. hem zaten kesin bir sebebimiz de yok açıklamak için. mutluluğu izah için çünkü tek bir sebep yeter küçük ya da büyük. uzun ya da kısa süreli. mutsuzluk ama öyle değil. boğazına oturan yumrunun sebebini bilmezsin çoğu zaman. bildiğini sanırsın sadece. o yüzden kimse konuşmuyor. kâh denize bakıyor. kâh kum çakıl taşıyan yük gemisine. ama en çok adalar'a. sanki güneyli bir rüzgarın sırtında mucizevi bir iksir gelecekmiş gibi uzun uzun adalar'a baktık. birinci benjamin ve ben. diğerlerinin ümidi hala karadan yanaydı.
bir süre sonra canımız çay istedi. 2. ve 3. benjaminleri nöbetçi bırakıp birinci ile kafeye geçtik. gölgede, serin bir masa bulduk. kaşarlı tost yiyip çay içtik. ön ve arka masadaki hayat hikayelerine ortak olduk. ön masada eski istanbul beyefendisi ile bir hanımefendi vardı. daha oturur oturmaz bombayı patlattı beyefendi.
- o orda, bu burda dünyada bir tek arkadaşım sen varsın leyla hanım dedi.
leyla hanım ses etmedi. yanaklarını hafif pembeleştiren utangaçlıkla sadece gülümseyiverdi. bunu gören memduh bey leyla hanıma olan adımlarını daha da sıklaştırdı.
o sırada 1.benjamin kaş göz hareketiyle arkamdaki masayı işaret etti. baktım. puro içen, kalantor bir abi ile "gıbrıslı danya" kadar güzel olmasa da sempatik türkçesiyle doğal sarışın, ukraynalı bir abla hararetle konuşuyorlar.
daha doğrusu ukraynalı vatandaşımız anlatıyor purolu, bej takım elbiseli abi ise haddinden fazla vurdumduymaz.
biraz sinirleniyor gibi doğal sarışın abla.
- gülma diyor. sana komik geliyor. ama bana yok. çok mutsuzum osman. işyerinde geliyorlar üzerima çok.
osman bir deli, bir gamsız oğlan. az da odun galiba. teselli cümlelerini evde unutmuş. buna rağmen sonradan olma vatandaşımız hem sempatik hem anaç. hem de paylaşımcı. seviyor galiba bu öküzü.
- şu börekten alsana. allah aşkına al. ölümü gör osman. almıyorsun neden. podyuma çıkacaksın sanki. model olacaksın. ne olur alsan bir parça.
- almam kızım zorlama. çok yedim zaten sabah. göbek yapıyorum sonra.
öküz osman! kız zaten mutsuz. biz mutsuzuz. emekliler mutsuz. halk mutsuz. beşiktaşlılar mutsuz. çiftçi mutsuz. söz verip de emekli etmediğiniz 99 öncesi kısmi ve beşbin güncüler mutsuz. öğrenciler mutsuz. kiracılar mutsuz. yeryüzündeki mutsuzluk katsayısını artırmaya hakkın yok osman. hem bu hikaye senden uzun osman! çok uzun.
osman'a daha fazla katlanamıyoruz. birikmiş düşüncelerimizi ceplerimize koyup yeniden sahile iniyoruz. bu kez sıfır noktasındayız. hani neredeyse denizin içinde. suya dokunmaya ihtiyacımız var çünkü. hatta suda yürümeye. kum çakıl gemisi aynı yerde. adalar'da öyle. devamlı hareket halinde olan ama aynı yere dönen de biziz. farklı şeyler yapıp aynı sonuca erişen talihsiz dörtlü. benjaminlerim ve ben. yine konuşmuyoruz. galiba mutsuzuz biraz. her şeyi içimize atıp içimizde yaşıyoruz sanki. tıpkı şarkıdaki gibi.
.