87-bu kaçıncı bahar - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

87-bu kaçıncı bahar

 



 Nazan öncel - bu kaçıncı bahar

annemin verandadan hallice avlusunda oturmuş, sisli düşünceler içinde öylece bekliyorum. yanıbaşında bitmiş çay bardağımla manalı manalı bakışıyoruz. içeriye gidip çay almaya üşeniyorum. bir yandan annemin yaşlılığını, yalnızlığını düşünüyorum. yaşlandıkça kadınlar annelerine, erkekler babalarına daha çok benzer derler. çocukluğumdan beri babama çok benzetseler de huy olarak annemden farkımız yok. tertip, düzen ve titizlik hep pek iyi ilkokuldan beri.
sonra annemin dominant sesi çıkarıyor beni bu düşünce atlasından

- oğlum toz oralar hep, toz dedim sana toz
-sildim anne diyorum sildim
- küçük banka otur dedim sana diyor, taviz vermiyor ilke ve direktiflerinden. ortalığı tozu dumana katan bitmeyen yol çalışmaları yüzünden belediyeye söyleniyor belli belirsiz.
büyük bankı silip oturmuştum oysa. çünkü bu bankı seviyorum. rahatlığını, bana yazı yazdırma gücünü, en çok da üzerinde babamın alınteri ve emeği olduğu için. bu dünyada, ondan bana kalan tek eşya gözüyle baktığım için belki de 
bilemiyorum.
.
içeriye gidip bir büyük çay daha alıyorum. minder de alıyorum. baktım annem elinde bir bez, benim sildiğim bankı siliyor. 
gülüyorum. 
neşeyle karışık hüzün var gülümsemem de. 
biliyorum.
yüzüm gülerken, içimde bir şey yırtılıyor sanki hafiften. hüznün yan etkisi bu. yıllardır ezberledim artık. kabullendim de. çünkü doğuştan bir yanım kuzeye, bir yanım hüzne bakar benim.
bunu da biliyorum.
- niye gülüyorsun diyor
- hatırlıyor musun rahmetli babam bu temizlik iştahın için ne söylerdi sana? o geldi işte aklıma.
bezi bırakıp şöyle bir doğruluyor. açık yeşil gözlerinden bir yağmur bulutu geçiyor sanki. oysa çok baharlar, çok yazlar geçti babamın ölümünün üstünden. hala dünkü gibi. zaman sanki o kirli ve sarı ağustosta durmuş annem için. hiç bir şey söylemiyor. belki de söyleyemiyor. sadece hatırlıyorum der gibi başını öne sallıyor iki kez. 
neden sonra konuşuyor.
- bahçeden diyor giderken iki kova toprak alalım da mezara götürelim.