mavi dolmuşunun en arka sağ köşesinde oturduğum için kime dediğini göremedim. söylediği kişi o an hangi keyif halindeydi onu da bilemiyorum. ama sözleri öyle içten ve vurucuydu ki beynime kazındı. -sanırım semt pazarının çıldırtan trafiğinden kaçmak için saptığı- tuhaf ara sokaklardan geçip birbirine benzeyen yokuşların birinden inerken aniden frene bastı. kafasını açık olan camdan dışarıya uzatıp seslendi.
biz yalandan yaşıyoruz. vallahi yalandan yaşıyoruz.”