yol-2 - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

yol-2

metrodan inince doğancılar'dan üsküdar'a giden dolmuşa bindim. bildiğim halde tahta bavuluyla haydarpaşa garında adres soranlara nazire edercesine istanbul'a yeni gelmiş gibi sordum ben de.

-şile otobüslerinin kalktığı yere gider mi beybaba?
-atla evlat. tam adamına sordun dedi kadir savun'a benzeyen şoför.
.
dolmuşun arkası bomboş olmasına rağmen "kadir savun"un yanına oturdum. hem kanım ısınmıştı bu ihtiyara. hem de kimse yokken belki bir iki eşelerse içimdeki uru oracıkta akıtırım diye düşündüm. ama sormadı. eski türk filmlerindeki o sıcaklık yoktu bizim kadir abi'de. hayat, filmlerdeki ve kitaplardaki gibi olmadığını bize öğreteli çok olmuştu. ama işte yine de ümit ediyor insan. ümit etmek istiyor en azından. hem ümit olmadan nasıl yaşar ki insan?
eskiden turuncu bir defterim daha doğrusu ajandam vardı. 2002 ya da 2003 yılı olacak. beşiktaş şampiyon olmuştu.1995 de olabilir. emin değilim. o sene işte yerli-yabancı düşünür ve yazarların sevdiğim sözlerini yazmaya başladım bu deftere. o defter şimdi yok ama ümit ile ilgili sözü var.
şöyle diyordu o defterde konfüçyüs ;
"bir insan parasını kaybetmişse, hiçbir şeyini kaybetmemiş demektir. sağlığını kaybetmişse, hayatının yarısını kaybetmiş demektir. ama umudunu kaybetmişse, her şeyini kaybetmiş demektir."
belki de her dibe batışta beni yukarı çıkaran yahut çıkmak için çabalatan bu 'turuncu söz'dü. 
.
zeynep kamil'e kadar kimse binmedi bizim dolmuşa. ama yine konuşmadık hiç bir şey. sadece sigara içti kadir abi. üç nefeste bir derin ama sessiz oflar çekti. uzun samsun içiyordu. bana da uzattı. kullanmıyorum dedim. daha hafif bir şey olsaydı kesin alırdım. ama almadım. bir süre daha sustuk. merkeze yakın bir yerde yine bildiğim halde "ben nerde ineceğim dayı" diye sordum. sağ eliyle sol kolumu tuttu. o an göz göze geldik. gözlerindeki acı ve keder bana kendi derdimi unutturdu. "kımıldama, ben sana söyleceğim evlat" dedi. beş dakika sonra bütün yolcuları indirip beni meydanın sonuna getirir getirmez etraflıca şile durağını tarif etti. eyvallah deyip otobüslere doğru usulca uzaklaştım yanından..
.