@ hiç bir şey olmamış gibi davranamam elbet. daha önce üç kez yaptığım gibi, koca puntolarla gidiyorum bu-logdan dedikten sonra kuyruğunu kıstırmış tilki gibi yine geri dönüyorum. hayata ve kendime olan kızgınlığımı elimdeki tek "tutamaktan" çıkarıyorum. kendimi cezalandırıyorum. sonra anlıyorum öküzlüğümü. geri dönüyorum. erkekliğin onda dokuzu kaçmaksa yüzde onu geri dönmekmiş! allahtan eti-kemiği, canı, siniri yok bu yazma tutkusunun ve blogun. yoksa bir insan kaç kez affedilir ya da aşk her şeyi affeder mi?
@ en iyi juno bilir sebebini elbet! dolunay ters açı mı yaptı merküre makas mı attı bilemem ama bu sıralar her şeyim uçlarda. bugün ak dediğime, yarın kara diyorum. ama ve asla ve kat'a ortası yok. ya siyah, ya beyaz. gri yok, gam var...
@ çok enteresan! eskiden sadece geriye dönüp baktığımda vayy bee! yıllar ne çabuk geçiyor derdim ama çalışırken ya da öğrenciyken hele ki askerde hiç geçmezdi bu totoş zaman. şimdi en bi sevmediğim işte bile isviçre alplerinden aşağı salınmış kar kızağı gibi kayıp gidiyor. ve değişiyor her şey. saçlar, yüzler ve hatta mimikler.
@ ama insanlar hep aynı. gürültü ve trafik aynı. biz uysal koyun gibi şeridimizde ve sıramızda beklerken emniyet şeridinden gelip önümüze geçen yavşaklar da aynı.
@ uzuuuun bir aradan sonra sabahları radyo eksen dinliyorum artık. enerjim tavan yapmıyor belki ama yerlerde de süründürmüyor en azından. akşamları da bulabildiğim dostlarla muhabbet ediyorum.(kulaklıkla elbet) bulamayınca, joy fm dinliyorum bu sefer.. benim sadık yarim, müzik çünkü..