konuşmamız gereken şeyler var - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

konuşmamız gereken şeyler var

önümde kocaman bir bulmaca. kare sanki. daire de olur. hatta daire bulmaca olsun. zira ne vakittir. ortasındayım bu bulmacanın. etrafımda bir dizi soru. bildiğim sorular aslında hep. çalıştığım da yerler hem. cevaplarını da biliyor gibiyim. lakin çıkış yolu, ama o gidiş yolu. işte onu bulamıyorum. dönüyorum. dönüyorum. yine dönüyorum. arada annemin yaptığı kısırdan yiyorum. sonra yine dönüyorum. hep dönüyorum. hiç durmadan dönüyorum. arada işte bir kaç kaşık kısır. sonra ve tekrar, tekrar dönüyorum. doğru gidiş yolunu bir türlü bulamıyorum. sonuçları görür gibiyim ama. yok, yolu bulamıyorum. matematiği sevmezdim. belki ondandır. üniversiteyi 12 matematik netiyle kazandım. sonuçlardan giderek hep. ama çocuklara matematiği sevdirmek gerek. sonra hayatta doğru gidiş yolunu bulamayabilirler. küçüktüm. biraz da fazla bilmiş. bu matematik, trigonometri, limit, türev falan hayatta ne işimize yarayacak diyordum. efeleniyordum. kantitatif iktisat için de aynı şeyi söylüyordum. o işime yaramadı. mezun olmamın üstünden yıllar geçti ama rüyalarımda hala kantitatif iktisattan geçemediğimi görüyorum. neyse mevzu dağılmasın. çocuklara matematiği ve pırasayı sevdirin. gerisi zaten gelir...
onu diyordum. ben işte,  ne matematiği ne pırasayı sevebildim. kimse de bi'şey demedi. böyle olunca gidiş yolunu bulamıyorum. sıkılıyorum. mütemadiyen sıkılıyorum. lakin bugüne mahsus değil. farkında olmadan yavaş yavaş, tatlı tatlı esir aldı bu duygu beni. doğrusu; ben otuzbeşimden beri sıkılırım. bazen hızlı, bazen yavaş. ama bu pazar gecesi, tam onbiri yirmi geçeden beri tarihin en anlamsız, en hızlı, boşu ve boşluğu olmayan bir sıkıntı kapladı hem içimi, hem dışımı. içimde kocaman bir boşluk, o boşlukla başka bir boşluğun içinde yerçekimsizim. keyifsizim.
böyle böyle işe gidiyorum, eve dönüyorum her gün. günaydın diyorum. afiyet olsun. iyi akşamlar nihayetinde. 


çalışır gibi yapmadığım zamanlar şu karşı dağın zirvesine bakıyorum hep. çünkü kuşlar ve bulutlar her zaman gelmiyorlar. zirvedeki 4 rakamı ile ters s yahut ş harfinin bana ne gibi mesajı olabilir onu düşünüyorum. yapacak fazla bir işim yok. olsa da yapacak şevkim yok. feysbuk, yutup bilmem. sabah çayımla iki gazete okurum hepsi bu. sonra işte sıkıntılar. sıkıntılar. boğazda tarifsiz bir yumru. bazen mideye iniyor. sonra hoop yine yukarı çıkıyor. sanki asansör var içerde. ama yokmuş. fabrıga doktoru söylemişti geçenlerde. reflü var büyük ihtimalle sende. bir endoskopi yaptır istersen demişti. istememiştim. reflü var sıkıntı yok. sadece düşünüyorum şimdi. model'in mey şarkısında ne bulduğumu bulmaya çalışıyorum. bulamıyorum. ama çok seviyorum. lila renkli otobüsümüzün şoförü kendi kendine konuşuyor..