zeki demirkubuz filmlerinin kapıları gibi aniden ve kendiliğinden açılıyor annemin iç kapısı. sanki bize bir şey anlatmak ister gibi. bazen bizi sinir etse de bu spontaneliği içten içe seviyorum aslında. belki bu yüzden tam olarak tamir etmiyorum. bir iki defa zorladım. ama sanki o da bu halinden memnun gibi. direnç gösterdi. ben de üstelemedim. bazen bir akşam yemeğinin ortasında, bazen televizyondaki hararetli bir açık oturum esnasında, bazen de yağmur damlalarının estetik kattığı ıslak pencereye dalıp gitmişken bir çarpma sesiyle irkilmek diyorum bir hayatta olma belirtisi gibi geliyor. her şeye üşenen ben hiç üşenmeden, her seferinde kalkıp kapıyı nazikçe kapatıyorum. böyle tuhaf ama seviyeli bir ilişki var aramızda. eski, çok eski maundan mütevellit bir kapı. şimdi kaldı mı böyle kapılar bilmiyorum. yaşı çeyrek asrı çoktan geçti. biz ondan vazgeçmedik. baba yadigarı gözüyle bakıyoruz belki bu yüzden ona duyduğumuz bu sevgi.
.