189- kürkçü dükkanı, nazar ve kurşun yarası - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

189- kürkçü dükkanı, nazar ve kurşun yarası

 


tilkinin dönüp dolaşacağı yer..

bu yaz, bu temmuz ve bu tatil bir tuhaf. ibrahim. en başından beri bir şeyler ters gidiyor. benim çevremde gelişiyor. ama haberim yok. bir şeyler oluyor. en son benim haberim oluyor. iyi şeyler olmuyor. ters giden bir şeyler var. ben nazar diyorum şimdilik. anneme sorsam önce ayetel kürsi okuyup o da nazar der. ki aslında üç gün önce aklıma gelmişti de yazmamıştım. küçüktüm. çok küçük. ben diyeyim altı sen yedi yaşındasın de.. niye olduğunu bilmiyorum. bir gün annem elimden tutup  komşu bir teyzeye götürdü. teyze beni önce bir sandalyeye oturtu. sonra kafamın üstünde gerilmiş olan ve bir ucunu annemin tuttuğu tülbentin üzerinde anlamadığım kelimeler söyleyip cozur cozur bir şeyler yaptı. işi bittikten sonra da ne olursa olsun annenle eve gidene kadar sakın arkana bakma diye bana sıkı sıkıya tembih etti. eve dönüş yolunda daha on beş adım atmamışken hiç bilmediğim bir çocuk sesi adımı ünledi. mithaaad mithaaad. teyzenin tembihi aklıma geldi hemen. ama dayanamadım baktım geriye. kimseler yoktu. 

anneme sordum. gürcü kadınmış. kurşun döktürmeye götürmüş beni. ama arkaya bakma olayını hatırlamıyor. bu olay yaşandı mı yoksa rüya mı gördüm. çözemedim yıllardır. ama çok büyük nazar var üzerimde onu biliyotum ibrahim!


reyhan karaca - gölge çiçeği