balkondayım. oturuyorum öylece. mavi gökyüzüne ve çatıdan çatıya koşturan martılara bakıyorum. sağımda kalan güneş, tezgahını toparlayan pazarcı gibi günü kapatmaya hazırlanıyor. yavaş yavaş sarıdan turuncu renge evriliyor. artık yakmayan bu güneş doğrudan bana gelmemesine rağmen şemsiyem hala açık. kalkıp kapamaya üşeniyorum. ama arada doğruluyorum. balkon küpeştesine dayanarak akşam pazarından gelenleri izliyorum. sonra yeniden koltuğuma oturuyorum. zarifoğlu’nun satırlarında kelimelerimi arıyorum. aslında ve doğrusu kendimi bulmayı umut ediyorum. ne vakit kaybettiğimi hatırlamadığım bir eşyayı arar gibiyim.
hayat diyorum; çoğunlukla hızlı aksa da bu akşam sanki çok yavaş. yaz sağanağından sonra plaja inen yazlıkçılar gibi aheste. bir iç deniz gibi kıpırtısız.
balkondayım
.