geçmiş gün, çalıştığım şirketin önünde büyük bir gürültü kopmuştu. pencereden kafayı uzattığımda iki adam tartışıyor, üçü de onları ayırmaya çalışıyordu. meseleyi sonradan öğrendim. birbirini tanımayan insanlardan biri, diğerine yaptığı bir mallık yüzünden "başka istanbul yok hemşerim" demiş. beriki de kendine ana avrat sövülmüş gibi kudurmuş bu söze.
oysa ben her gün diyorum bu lafı istanbul'daki mallara fakat anlamıyorlar. çünkü mallar. ama işte bendeki de neyin inadıysa, ısrarla metroda inenler inmeden binmemeyi, yolun sağından yürümeyi, otobüste ön kapıdan inmemeyi falan öğretmeye çalışıyorum..
bu kadar netameli lafı neden söyledim?
aslında şu yukarıdaki fotoğrafı gördüğümde diyeceğim iki cümleydi.
scooterlar olmadan hayat ne kadar kolay, istanbul ne kadar güzeldi.
öyle değil mi ibrahim?
öyle değil mi?
malum başka istanbul yok!
.