nasıl oldu da daha önce hissemedin diye düşünürken. düşün öyle salağım. kaç vakit sonra seni bulmuşum ben neyi düşünüyorum. hesap ediyorum. cezam gecikmiyor elbet. hayal perilerini kızdırdım çünkü bu hareketimle. sonrasında acı acı çalan, hiç susmayan ofis telefonu. gözümü açıyorum güneş hala yüzümde. sağ avucum, sağ yanağıma kaymış. radyoda haberler başlamış. geri dönmek istiyorum. yeniden sana. o dakikaya. radyoda başka bir hafif müzik açıyorum. çenemi sağ avucuma dayıyorum. gözlerimi sımsıkı kapatıyorum. ama nafile. gözlerimi çok mu sıktım acaba ondan mı diyorum gidemiyorum. ya da radyoda ilk andaki müzik olmadığı için mi? güneş biraz daha sağa kaydığı için olmadı belki de. olmuyor. olmuyor. telefon konsantrasyonumu ve benliğimi yerle bir ediyor. üstelik bu yeni nesil sabit telefonlarda artık arayan da gözüküyor. acı acı çalmaya devam ediyor. arkamdaki kameraya bakıyorum konuşurken. üç numaralı patron. geçen haftanın raporlarıyla birlikte beni çağırıyor. acele etmiyorum. rapor klasörünü koltuğumun altına almadan evvel pencereye yanaşıyorum. ofisin perdesini yavaşça indirirken gülüşün geliyor gözümün önüne. güneşe son bir kez bakıp gülümsüyorum ben de.