karla karışık - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

karla karışık

yarın yağmur karla karışacakmış. öyle diyor haber bültenleri. saat daha erken ama kuşları gözlüyorum şimdi. hava iyice soğudu. üzülüyorum onlar için. kendim içinde üzülüyorum. galiba ve aslında daha çok kendim için üzülüyorum. şu karşı binada oturan kadın bana geçmişimi hatırlatıyor. yapmış olduğum yanlışlarımın kefareti gibi duruyor sanki. günde en az bir kez görüyorum o’nu. bazen çocuklarıyla bazen de yalnız başına arabasına binip gidiyor. ilahi adalet denen bir şey var. buna gönülden inanıyorum artık ve aylardır.
.
burada çalışmaya başladığımdan beri çok fazla çay kahve tüketmeye başladım. bugün misal; iki kupa nescafe, dokuz bardak çay içtim. az önce bir çay daha söyledim. radyoda vaya con dios çalıyor. ne vakit vaya con dios duysam geçmişimi özlüyorum. babam geliyor aklıma. eski evimiz. hafız, fiko, cağaloğlu yokuşu sonra..
.
bugün bir şarkının altına yazılan yorum gülümsetti beni. hayır, komik olduğu için değil içindeki masumiyeti, saflığı sevdiğim için gülümsedim daha çok. “emekli olunca kahvehane açacağım ve içinde sadece ömer faruk müzikleri çalacağım” diyordu genç arkadaşım. ben emekli olunca ne yapacağım hiç bir fikrim yok oysa.
.
yazları değil de kışları daha çok gitmek istiyorum. beni boğan bu şehri, işi, gücü, sabah erken kalkmaları, akşam geç yatmaları, gürültü ve kalabalığı terkedip gitmek. sessiz ve sakin bir yer diyorum. deniz kenarında mesela. rüyalarımda böyle yerlerden dönüyorum dizlerim kan içinde. hep aynı filmlere ağlıyorum. ellerimi yazarak ısıtmaya çalışıyorum. ve bir gün belki diyerek umut ediyorum.
.
radyoda vaya con dios’tan sonra madonna ve tom waits sırasıyla. ve şimdi de haberler. yarın diyor, karla karışık yağmur varmış istanbul’da.
.