.
amma ve lakin kitaplara, filmlere davrandığım gibi iyi davranamıyorum hala. en uzun gece çok uzun geldi mesela. betimlemeler, tasvirler sanki içine bir kazan dolusu rus edebiyatı kaçmış gibi ki karşı değilim rus edebiyatına yanlış anlaşılmasın. ama işte uykusuzluk yok mu sabahın beşindeki o ayaklanmalar falan. işte buna çok karşıyım.
maalesef elimden bir şey gelmiyor.
.
gecenin daha doğrusu sabahın sessizliğini yaran saatin tik taklarını dinliyorum mecburen. ve sonra saatte bu sesi çıkaran parçanın adı neydi diye onu hatırlamaya çalışıyorum. lakin nafile.
.
nihayet, uzaktan odamın içine dolan martı seslerini takip ediyorum. peşinden yıldızlar geliyor aklıma perdeyi kaldırıyorum bir hışımla. ama yok gitmişler. yarım ve şekilsiz bir ay bırakmışlar geriye.
.
düşünüyorum.
boş, nafile her şey.
.
neden sonra ve gözlerim tavanda asılı iken bir şarkı dolanıyor dilime ; ismi kafile.
bendeki bu ateş sönmeden
mevsim yazdan hazana dönmeden
gözlerine uykular inmeden
göğsüne yatır beni düşlere götür beni....
ilk kez aşk durdukça ile tanımıştım yüksek sadakat'i. katil ve maktul ile çok sevmiştim. ama en çok kafile'sini sevdim. ki hala seviyorum.
şimdi uyuyamadığım sabahlarda bu şarkıyı dillendiriyorum. biraz detoneyim ama benden başka kimse duymuyor neyse ki.
amma ve lakin kitaplara, filmlere davrandığım gibi iyi davranamıyorum hala. en uzun gece çok uzun geldi mesela. betimlemeler, tasvirler sanki içine bir kazan dolusu rus edebiyatı kaçmış gibi ki karşı değilim rus edebiyatına yanlış anlaşılmasın. ama işte uykusuzluk yok mu sabahın beşindeki o ayaklanmalar falan. işte buna çok karşıyım.
maalesef elimden bir şey gelmiyor.
.
gecenin daha doğrusu sabahın sessizliğini yaran saatin tik taklarını dinliyorum mecburen. ve sonra saatte bu sesi çıkaran parçanın adı neydi diye onu hatırlamaya çalışıyorum. lakin nafile.
.
nihayet, uzaktan odamın içine dolan martı seslerini takip ediyorum. peşinden yıldızlar geliyor aklıma perdeyi kaldırıyorum bir hışımla. ama yok gitmişler. yarım ve şekilsiz bir ay bırakmışlar geriye.
.
düşünüyorum.
boş, nafile her şey.
.
neden sonra ve gözlerim tavanda asılı iken bir şarkı dolanıyor dilime ; ismi kafile.
bendeki bu ateş sönmeden
mevsim yazdan hazana dönmeden
gözlerine uykular inmeden
göğsüne yatır beni düşlere götür beni....
ilk kez aşk durdukça ile tanımıştım yüksek sadakat'i. katil ve maktul ile çok sevmiştim. ama en çok kafile'sini sevdim. ki hala seviyorum.
şimdi uyuyamadığım sabahlarda bu şarkıyı dillendiriyorum. biraz detoneyim ama benden başka kimse duymuyor neyse ki.