.
cadde üzerinde güneşe kur yapan bir çay bahçesi güneşten önce benim gönlümü çeldi. köşede bir masa buldum hem güneşi hem caddeyi kesen.
iki çay söyledim. ama ikisini de kendim içtim. yıllar oldu hala kırgınım çünkü çok sevdiğime. zaten çayı da güzel değildi cafenin. durduk yere yeni bir kırgınlık çıksın istemedim. bana sorarsan hayyam çay evi istanbul'daki en güzel çayın sahibi. belki bir gün kırgınlığım geçer, elinden tutup o'nu da götürürüm hayyam'a. hem belki ilk kez o gün çekerim sigaranın dumanını içime. daha içime. tıpkı kokusunu çektiğim gibi. başka şeyler de yaparım elbet. misal bugüne kadar bir türlü yazamadığım ilk ve tek şiiri sırf o'nun için yazarım. sonra okurum. iyi şiir yazamam ama çok iyi şiir okurum bayım. ve sonra sevinç gözyaşları dökerim kucağına kırmızı güllerden evvel. göremediğim her aya karşılık kirpiklerinden öperim sonra tek ve tek.
...
çünkü seviyorum bayım. o bilmiyor ama çok seviyorum. .
dünyanın bütün dillerinde, ulusal ve uluslararası tüm sularda, tüm kıta sahanlıklarında, yerde ve gökte, yazda ve kışta ve tabi ki baharda ve dahi buselik makamında ama ve bilhassa anlamını bilmeden meftunu olduğumuz şarkılarda diyorum bayım.
seviyorum.