oysa hiç nabokov okumadım. okumayı da düşünmüyordum. az önce elime aldığım kitapta göz isimli kitabından yapılan bir alıntıyı görünce bu kitaptan başlayarak nabokov okumaya karar verdim. belki de yarın bu isteğimden vazgeçerim. bilemiyorum. normalde dış faktörlerden kolay kolay etkilenmem. kararlarımı hep kendim veririm. sadece kitaplar ve filmler istisnasıdır bu özelliğimin. yoksa ne yiyecek-içecek konusunda olsun ne de giyeceklerim ve hatta insanlar konusunda olsun başkasının söz ve duygularıyla hareket etmem hiç bir vakit. bugüne değin hiç bir tezgahtarın üzerinize çok yakıştı dediği elbiseyi almadım. ya da mükellef bir yemek sonrası şekerpare istediğim şef garsonun hafif yılışarak "künefimiz çok güzeldir efendim" dediği tatlısını yemedim. bu sebepledir ki; "parlament yok kısa camel verelim" diyen insanları sevmem. hem ben zaten insanları sevmem. çünkü çıkarcıdırlar. çünkü seninle işlerini gördükten sonra seni görmezden gelirler. çünkü çiğ süt emmişlerdir. çünkü yalancıdırlar. çünkü bencildirler. çünkü zalimdirler. çünkü aldatırlar. çünkü iki yüzlüdürler. çünkü insandırlar!
benim tek dostum şarkılardır o yüzden.
bir de tom amca!
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...