pinhani - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

pinhani

özellikle akşamları, iş çıkışı trenle dönüyorsam ve de pinhani'nin o şarkısı varsa fonda tren hiç durmasın, dağ, bayır, dere, tepe dolaşsın uzaklara ama çok uzaklara gitsin istiyorum.
öyle.
lakin mevzu bu değil.
oldukça geç vakit binildiğinde bu trene ister istemez bir hatta iki kere obsesif oluyor insan. önce karşısındakiler sonra da kendisi için!
misal ben kendim böyle geç vakit bindiğimde trene, vagondaki canlıları şöyle bir kolaçan ediyor, süzüyorum. elbet karşılıklı oluyor bu süzüşme eylemi. sonra vagonun en sonunda gözüme kestirdiğim bir koltuğa sırtımı sağlama alacak ve tüm vagonu kesebilecek zaviyede oturuyorum.
bitmedi.
hemen akabinde en psikopat duruşumu sergiliyorum.
lakin bu oyun fazla uzun sürmüyor zira tutamayıp kendimi, halime gülüyorum olmayan bıyıklarımın altından. tabi böyle olunca karşı obsesifler, kafayı yemiş zavallı bakışı fırlatıyorlar hemen.

kafayı yemiş dedim de. bu akşam aynı şekil ve tekmil de bindik trene yine geç vakit. yukarıdaki ritüelleri yapmaya başladım ki. bir hanım abla; "bu insanlar manyak.. herkesin kendine göre derdi var.. kafayı yemiş hepsi " demeye koyuldu. yakın sayılmasa da çaprazdan bir göz teması olabilecek ve muhtemel "dert dinleme" mesafesinde bir mevkideydim ablaya. ama kaçındım bu temastan. çünkü hakkımı bu öğlen ultramegasüper zeki ama bir o kadar sıkıcı türkiye istatistik kurumu memuru için kullanmıştım. belki başka zaman ama bu akşam değil.
su akar deli bakar moduna geçip kulakta müzik, gecenin ışıltılı karanlığına bakmaya başladım.
pinhani çalıyordu.
bugünüm yarın olsa ya da.....
.
pinhani - beni al