onuruna, gururuna düşkün olarak tanıdığımız japonların çoook eskiden ne kadar kaypak, ikiyüzlü ve kepekli olduğunu gözler önüne seren bir akira kurosawa filmidir efendim ran. ulan hiç mi onurlu gururlu adam yok dediğimiz anda soytarı kuawi biraz adam gibi gözükürken o da hidetoraya ibnelik etmiştir. ne kadınları kadın, ne adamları adam. ufacık çıkarları uğruna hemen saf değiştiriyorlar. ya kepekli gero'ya ne demeli bir kuku uğruna babasını ve kardeşini sattı, öldürdü. bir tek gero'nun sağ kolu olan korigani delikanlı çıktı.
ha birde 70' lik hidetora'nın 10-15 metrelik yükseklikten aşağıya atlayıp sapasağlam ayağa kalkması ve sonrasında da red bull içmişcesine depara kalkması gözümüzden kaçmasa da görüntüler muhteşemdi. evet.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...
eternal sunshine of the spotless mind (2004)
-
mevsim kış. önümüz yılbaşı. onun ardı sevgililer günü malum. netflix mi çok
inceci, yoksa ben mi çok komplo teoriciyim? bilemedim. elimi dokunduğum
yerde y...