akşam oldu. artık şehrime dönmem lazım.
saat 17:00, on beş dakika sonra bir vapur var kadıköy’e.
...
şu uzaklardan dalgaları yararak salına salına gelen vapur olsa gerek bizi karşıya geçirecek olan.
..
bulduğum ilk koltuğa yığılıyorum.
karşımdaki genç kadın nefes almaksızın kitap okuyor. yanımdaki yakışıklı delikanlı kâh denizi kâh kızı kesiyor. bense üçünü birden.
fazla uzun sürmüyor bu durum.
zira kafam allak bullak. ağrıyor üstelik sağdan sağdan.
şöyle iyice geriye yaslanıp aşağıya kaykılıyorum. gözlerimi kapatıyorum sonra.
radyomda fransızca bir şarkı, aralardan sıyrılıp gelen hoş bir esinti tatlı tatlı okşuyorlar
yüzümü. tüm benliğimi.
mutluluk bu değilse nedir doktor?