236- leblebi - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

236- leblebi



şu bir kaç gündür geleceğimle, işimle ilgili bir duruma kafayı acayip takmış durumdayım sevgili ibrahim. sanki demirden bir leblebi kafamın içinde bir o yana bir bu yana çarpıp duruyor. üstelik stephan king’e rahmet okutacak senaryolar üretiyorum. işin özü; benim için hazmetmesi zor bir dilemma. gerçi psikolojide ya da kişisel gelişimde kanıksanmış bir pratik var hani. ben kör kuyunun dibine çekildikçe aklıma geliyor. bugün dert edinip uykularını heba ettiğin şeylerin bir hafta, bir ay, bir yıl sonra pek bir kıymeti harbiyesinin kalmayacağı gerçeği bahsettiğim. “lan ben buna mı dertlenip kendimi boş yere örselemişim” dediğimiz herze hani. bildin mi ibrahim?
bilirsin. hepimiz biliriz de uygulamada sınıfta kalırız. çünkü hayat öyle iki kere iki dört kesinliğinde yaşanmıyor. psikolojiden sosyolojiye, şartlar denen vahim şeyden iç ve dış etkenlere, vicdandan cüzdana, hayallerden gerçeklere uzanan geniş bir yelpazenin rüzgarından sebepleniyor. bunu bilmek ve hatta yaşamak işte psikolojiyi de kişisel gelişimi de yabana attırıyor. matematiği en kötü olana dahi bir integral, bir tanjant olmasa bile bir olasılık hesabı yaptırıyor.
ezcümle; filmlerde izleyip kitaplarda okuduğumuz gibi olmuyor. şişede durduğu gibi hiç durmuyor zıkkım! yaşayıp görmek gerekiyor. ama işte sorun da tam burada işte kırmızı ya da mavi. hangi kabloyu kesersen kes sonunda götümüzde bir şey patlayacak. geldiğim noktada istemediğim iki vaziyetten birini seçmek zorundayım. biraz aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık meselesi. biraz iki ucu boklu değnek hali. ve fakat ikisi de sıtma değil ölüm gibi bir şey. orta yolu, yan yolu, tali yolu yok. say ki;150 km hızla otobandayım. son çıkış yıllar önce kaçmış. aydınlatma lambaları yanmıyor. nasıl bir otobansa artık hep virajlı. trafik işaret ve işaretçileri yok. el ve göz yordamıyla gidiyorum. hızımı azaltmam lazım. frenlere bi’bok olmuş. tutmuyor. bir yere toslayacağım belli. ama nereye? işte bu noktada limit, integral, türev, tanjant, kotanjant gibi bildiğim bütün matematik ve geometri kuramlarını gözümün önünden geçiriyorum. doluya koyuyorum olmuyor. boşa koyuyorum olmuyor. şu iki gündür diyorum sevgili ibrahim; kafamda demirden bir leblebi. hayırdır inşallah!
.