itiraf ediyorum. yıllar sonra ilk kez semt pazarına çıktım. hem de annemle. annem; "oğlum kalabalık olmadan iki dakika gidip gelelim" demese yıllar var ki gideceğim yoktu. kırmızı-siyah piti kareli pazar arabasını arabanın bagajına koyup yola çıktık. ben en yakındaki cuma pazarına doğru yol aldım. üst yol bakım nedeniyle kapalı olunca alt yoldan dolaştım. lakin bugün salıydı. annem olaya uyanana dek cuma pazarına varmıştım bile. geri döndük. denize doğru yol aldık. annemin yorgun ve yaşlı adımlarını takip ettim. görmeyeli hitapları ve davranışları bayağı değişmiş ve gelişmiş olan pazarcıların "anne şu güzel, anne bu çok taze bahçeden" diyerek oluşturdukları 'pazar kardeşliğine' ses etmedim. annem de bildiğini okudu. istediği tezgahtan istediği ürünleri seçti. bazı ürünler için pazarlık yaptı. ben sadece izledim.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...