en çok pazartesileri üşüyor ellerim ibrahim. bir de o'nu çok özleyince. yalan yok şimdi.
ama bu pazartesi. herkes sinirli. herkes gergin. ben dahil.
ama bu pazartesi. herkes sinirli. herkes gergin. ben dahil.
afrika hariç.
oysa.
sadece demden müteşekkil koyu bir çay gibi yalnızlığımız. ilk göz temasında kendini ele veriyor. kimsesizliğimiz. o vakit kime bu artistlikler, x'in yanına y koymalar, tecahül-i arifler.
viktor diyor ki;
hüznümüz fransızca şarkılardan
ben diyorum resimdeki sanatçıdan
hem sen de biliyorsun
belleğimizdeki şarkılar ortaüç yazından
ilkokul üçe kadar
ölüm nedir bilmezdik oysa
ilkin yılmaz'ın babasını vurdular son durakta
peşinden çocukluğumuzu
sonra bütün insanlığı kurşuna dizdiler
örovizyon finalinde o sene
vita tenekelerindeki sümbüllerin boynu büküldü
ilk sokağa çıkma yasağında
sümbüller geri gelsin diye evet dedi mahalleli 82 referandumunda
babama göre kaybolan huzur ve güven ortamının tesisi için
sümbüller değil ama kdv geldi ilk ekonomik pakette
ondan sonra zaten göz temasını hiç kaybetmedik manav ahmetle
artık düşündüklerimle yaşadıklarım aynı şey değil ibrahim.
mevsimler yelkovandan hızlı dönüyor
günler yavaş, yıllar çabuk geçiyor
hem bu gece uyku da yok belli
oysa çayı az içtim, kahveyi hiç içmedim ama işte sevgili ibrahim
uyku yok
makarna var dolapta dünden kalan
ve yüreğimde taze anılar
yakın, orta, uzak geçmiş
ama aslında hiç geçmemiş
bilirim
kuşları çok seversin
boş zamanlarında aklımdan bir sayı tutuyorum
seninkiler helikopterlere kafa tutuyor
o zaman ben de kuşları tutuyorum
iddiaya girsem kesin kazanırlar ha
ama yormak istemiyorum onları
biliyorum sen kuşları çok seversin