bazı şeyler 16 - 20 next station ayrılık çeşmesi - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

bazı şeyler 16 - 20 next station ayrılık çeşmesi

16- hani 1.köprüden bakınca 2.köprüyü görüyorduk ya. işte bu şekil, hem fizik hem coğrafik olarak imkansız olmasına rağmen 1.köprüden bakınca 3.köprüyü görebileceğim gibi çocuksu düşüncem vardı. az evvel son buldu bu düşüncem. 1.köprüden bakınca 3.köprü görülmüyor sevgilim. ama boğazın maviliğindeki anılarım. onlar çok net..
...

17- metro istasyonlarının derinlerdeki serinliğini özlemişim. o kendine has rutubet kokusunu, gelen treninin "çekilin lan kenara" ıslığını. sarı çizgide durmayı. bekleşen yolcularla kaçamak olarak göz göze gelişleri, kitap okuyanlara dikkat kesilmeyi seviyorum. uzak kalınca, kaybedince anlıyoruz ya bazı şeylerin hayatınızdaki gerçek ağırlıklarını, yer etmişliklerini. biraz hüzünlü, yer yer acı verici. ama sahici duygular. bunları da seviyorum. belki bilmek istersin diye düşündüm.
...

18- bazen düşünüyorum da metrobüsle, otobüsle yahut vapurla giderken telefonda soyunu sopunu, yediğini içtiğini, gittiği ve gideceği tatili, işyerindeki sorunları bağıra çağıra anlatan tiplerden ne farkı var ki diyorum şu blogdaki karalamalarımızın?
ha evet aslında kocaman bir fark var. bu telefon tellallarını aynı zamanda görebiliyoruz. fakat bizim gibi mahlas ve cümlelerin ardına saklanıp yazanlarda olduğu gibi bu adam/kadın nasıl bir tiptir acaba diye tahayyül yolculuğu yapmıyoruz. lakin benziyoruz işte birbirimize..
...

19- ve bu metro istasyonlarından en çok ayrılıkçeşmesi'ni seviyorum. hayır hayır, diğerlerinin soğukluğundan, klasikliğinden pek bir farkı, bir ayrıcalığı yok. sadece adını seviyorum. telaffuzunu, vurgusunu. bir de şair nedim ve şebnem sokak isimli otobüs duraklarını seviyorum. biliyorum tuhaf, anlaşılmaz bir sevgi yumağı. ama seviyorum.
...


20- biliyorsun sevgili, tren raylarını hep sevdim. çok sevdim. uzaklara, çok uzaklara gitme hayallerim hep trenler üzerine kurulu. seninle bir tren yolculuğunda karşılaşacağımız ümidimi de hâlâ saklı tutuyorum bu yorgun yüreğimde. tıpkı bugünkü gibi güneşli bir günde, fonda jehro çalarken daha önce hiç geçmediğimiz köprülerden, ovalardan, güneşin içinden, yağmurların üstünden geçmek diyorum ne güzel olurdu.
ne güzel?
.