fotoğrafı çektiğim günden beri bakıyorum. otobüste bakıyorum. metroda ba…
yazının devamı »bazen diyorum olur öyle sevgilim; yeni olan hiçbir şeye inanmazsın. elin de akl…
yazının devamı »metroda hepimiz yorgunuz. bitkiniz. tükenmişiz. ve elbet çok mutsuzuz ib…
yazının devamı »ben kışı çok seviyorum da o beni galiba sevmiyor sevgili ibrahim. zira; ekimden…
yazının devamı »aslında düşünce güzel. basit olanı, basit yolla anlatmak. lakin uygulamada sıkı…
yazının devamı »üç saniye ile metroyu kaçırmak diyorum; sizi bilmem ama benim için büyük yıkım …
yazının devamı »galiba ve her anlamıyla anneme çekmişim sevgili ibrahim. kolesterol tahlilimin…
yazının devamı »oysa aynı demlik, aynı çay. dolduran el aynı. getiren el aynı. hatta içen el ay…
yazının devamı »haftanın üç günü 06:48 deki metroyu yakalamaya çalışıyorum. kalan günlerde ise …
yazının devamı »iki bin yirmi dört ekiminden iz bırakmadan geçmemek için bir kupa çayımı, kulak…
yazının devamı »GİRİŞ: bu şehir diyorum sevgili ibrahim güzel, güzel olmasına da bana büyük gel…
yazının devamı »bazen on iki kişi oluyoruz. bazen dokuz. hava durumuna bakmadan yaşayanlar ya d…
yazının devamı »700 km gidiş, 700 km dönüş. 24 saat içinde dile kolay bin dört yüz km. hiç gitm…
yazının devamı »çok uzak olmayan mesafeden gelen davul zurna sesini duyunca “bir düğün, bir cen…
yazının devamı »insan tuhaf bir varlık sevgili ibrahim. zamanında sevmediği, hep şikayet ettiği…
yazının devamı »sabah. dokuz suları. güneş insanları uyandırma aşamasını geçmiş. yakma evresine…
yazının devamı »öğle sıcağında, güneşin alnında kordon boyu yürüyerek sigara tüttüren adamlar d…
yazının devamı »havada ağır bir hüzün var sevgilim. kim bilir belki biraz nalan altınörs’ün ses…
yazının devamı »istanbul’un beltur kafelerinin muadili (hatta şeklen de benzeyen) bir kafede sp…
yazının devamı »denize sıfır. küçük bir şehir. kıyısında oturuyorum şimdi. güneş kayıp. rüzgar …
yazının devamı »filmle ilgili ilk aklıma gelen; the power of dog filmindeki oyunculuğu ile aklı…
yazının devamı »kadıköy’de sinemaya gelmeyeli epey olmuş. hatta sinemaya en son geçen yılın eki…
yazının devamı »adını ilk kez ve yıllar evvel kulakları çınlasın bay anselmo nam-ı diğer anyone…
yazının devamı »beş masalık plaj kafesindeyim. melekler ters çalım yemez’in ismiyle müsemma hik…
yazının devamı »meşhur amerikan içeceğinin gazının kaçması gibi bilhassa yaz yazılarımın da gaz…
yazının devamı »sabah sekiz. 65 + dört amcayla ege denizi’nin bağrındayız.. bu duygu nasıl anla…
yazının devamı »bir yanı hala köylü kalmış diğer yanı şehirli olmuş arafta, küçük bir ilçe bura…
yazının devamı »kitabın ikinci hikayesinde, rodrigo ömer şöyle diyor. “her şey olunuyor şu hay…
yazının devamı »ani bir frenle öne doğru savrulduk bir otobüs dolusu insan. adet olduğu üzere b…
yazının devamı »280- ters yön : inanılmaz yoğun baş döndürücü bir hafta. bir nişan, bir düğün v…
yazının devamı »bir gün bir film izledim ve karamazov kardeşler’i hemen bitirmek istedim! çünkü…
yazının devamı »market dönüşü pazar arabamı park edip semtin parkında oturdum. sezen aksu dinli…
yazının devamı »ben bu sıcakta, yapış yapış nemde nefes almaya üşenirken yaklaşık elli beşlik, …
yazının devamı »sanırım beyazıt öztürk anlatmıştı yıllar evvel. skeçlerindeki, anlatılarındaki …
yazının devamı »273-black mirror çağı : ne uzay çağı ne yapay zeka çağı resmen black mi…
yazının devamı »