ahvalimiz - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

ahvalimiz




beş masalık plaj kafesindeyim. melekler ters çalım yemez’in ismiyle müsemma hikayesi yeni bitmiş. arkadaki kalabalık grubun gürültüsüne bağışıklık kazanmaya çalışıyorum. bir yandan uzaklara bakıyorum. aslında denizin turkuazla karışan mavisine nazar ediyorum. neden sonra kafede çalan şarkının radarına girdiğimi fark ediyorum. şarkının ritmi mi yoksa şarkıcının sesi mi? müziğin estirdiği balkan havası ya da beni içine alan?
bilemiyorum... 
dikkatim şarkıya yöneliyor. telefonu çıkarıyorum. önce şarkıyı ve şarkıcıyı buluyorum shazam yardımıyla. sonra çay istiyorum bıyıkları henüz terlememiş garson çocuktan. hemen getirip masama bırakıyor çayımı genç adam. hangi filmden taklit ettiğimi bilmediğim tanıdık bir hareketle çay tabağındaki şekerleri masaya fırlatıyorum. sanki gözümden çayı şekersiz içtiğimi anlamalarını beklermiş gibi. gerçi burada üçüncü çay içişim. küçük yer. az insan. ben olsam bilirdim diye düşündüm. kim kaç şekerli ya da şekersiz içiyor.  ama konumuz bu değil. bir yudum alıyorum çaydan. tadı fena değil. hatta öncekilerden daha iyi diyebilirim. en az iki paragraf yazdırır bu dem bana diyorum içimden.  
ve yazmaya başlıyorum..
.