yıllar evvel tesadüfen haberdar olup sayesinde iki kalem oynattığım okul tıraşı filmi daha yeni mubi'de izleyebildim. ödül mödül hikaye. ferit karahan gerçekten güzel bir eser ortaya çıkarmış. yatılı okulda okumadım ama bu ülkenin okullarında okudum. daha ilk sahneden girdim filmin içine. memo ile birlikte ben de üşüdüm. yusuf'la ve diğer çocukla birlikte benim de kafamda "tren yolu" açıldı. sigaracı çocuklarla birlikte benim de yanağım sızladı. muhasebecinin şark kurnazlığını bir yerden gözüm ısırdı, sorumluluktan kaçan öğretmenlerin birbirine bok atma çabalarını falan hep tanıdım. keza yusuf'un içinde biriken suçlulukla karışık vicdan yarasını anasına anlatmak istediğinde annesinin şefkat yerine kayıtsızlıkla cevap vermesi karşısındaki çaresizliğini iliklerimde hissettim. daha ne diyebilirim bilmem. ışıktan, sesten, yönetmenin subliminal mesajlarından falan anlamam. anladığım hissederek izlediğim bir film olmuş okul tıraşı. yönetmen ferit karahan'ı bir kez daha tebrik ediyorum gıyabında. yüreklere dokunan bir eser okul tıraşı.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...