hiç hesapta yokken birden karar verdim. önce trenle sirkeci'ye vardım. sonra yeni cami'ye serenat yapıp galata köprüsü üzerinden kulenin dibine iliştim. aşırı kalabalıktı. selfie çekenler, canlı yayın yapanlar, öğrenciler, emekçiler, kediler, simitçiler, turistler, çığırtkan esnaflar.. yok yoktu. üç beş poz fotoğraf çektikten sonra karaköy'den vapura binip kadı köyüme geldim. yurtdışından anavatanına dönmüş gurbetçi gibi sevindim.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...