yine yeniden ve çok fena takıldım ben bu unforgiven'e. öyle olunca kulağıma da
taktım bu akşam iş çıkışı. sonra istasyon kanepesinde güneş, ben ve
metallica.
ama ve aslında tek başıma idim. tıpkı heat filmindeki robert deniro gibi.
ve lakin mar adentro'nun javier'i gibiydim de aynı zamanda.
güneşle karışık rüzgar yüzüme vurdukça, metallica bası artırdıkça ben de kanatlanıp ıssız bir adanın kıyısına uçtum.
aslında anlatılmaz yaşanırdı.
hem zaten yaşandı ve bitti.
kısa sürdü elbet tüm güzel şeyler gibi.
.
metallica - unforgiven
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...