"üç kez seni seviyorum diye uyandım. tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim. bir bulut almış başını gidiyordu, görüyordum."
başımı yukarı kaldırdığımda dünyanın en güzel gülüşünü bana bağışladığını görüyorum.
sonra.
"karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum."
.
ben mesela. bu hayalin gerçek olmasını bekliyorum. bir kaç yüzyıldır!
ama işte. ömrümüz. beklemekle geçiyor. kış gelince baharı. baharda yazı. yazın eylülü ve yağmuru. sonra her akşam kuşları. her sabah güneşi. seni zaten ezelden beri.
.
şimdi misal ellerim hiç olmadığı kadar soğuk. ve ben hiç olmağı kadar nisan taraftarıyım bu akşam.
hani diyorum sen de gelmiyorsun. bana hep boran. bana hep kış. ısınmak için çaym var. bir demlik. hüznüm için tütün. ikisi de geçiyor lakin. geceler zaten kara tren. -laf aramızda bu şarkıyı en güzel nazan öncel söylüyor-
.
oysa. kuşlardan almamız gereken dersler var. bugün dört çayında böyle dedim içimden. akabinde yine bir ilhan berk dizesi sessizce. akşam vakti hüzünler sonra.
.
bazen de anlamını bilmediğim fransızca şarkılar geçiyor içimden. sana dair. bize dair hayaller. sonra. zaman geçiyor. kimseye hissettirmeden. ömür zaten göz açıp kapayıncaya kadar...
.
bir şey daha var ki. bunu daha önce söylememiştim sana. aklıma gelse kesin söylerdim. şimdi radyoda hiç duymadığım bir şarkısını dinlerken düştü aklıma. ben seni sezen dinler gibi sevdim. şarkılarını ezberlediğim gibi ezberledim yüzündeki hüznü ve neşeyi.
diyorum ki sevgilim; sen benim bitmeyen şarkımsın.
bir şey daha var ki. bunu daha önce söylememiştim sana. aklıma gelse kesin söylerdim. şimdi radyoda hiç duymadığım bir şarkısını dinlerken düştü aklıma. ben seni sezen dinler gibi sevdim. şarkılarını ezberlediğim gibi ezberledim yüzündeki hüznü ve neşeyi.
diyorum ki sevgilim; sen benim bitmeyen şarkımsın.
ve
bir hayalim var benim..
.
* ilhan berk