* bir nazan öncel "türküsü" takıldı sabahtan beri hem dilime hem yüreğime. dinle dinle bitmiyor. bokunu çıkarmadan bırakmam. biliyorum kendimi.
* edip'in tomris'e yazmış olduğu bir doğum günü şiirini daha gördüm bugün. yine kahroldum !!
* bu aralar yürüyorum bol bol, insanlara
bakıyorum, güzel bir film bulursam izliyorum. şarkılar zaten vazgeçilmezim. bazen iyi film bulamadığımda yani
bulduğumu sandığımda da izliyorum. ziyan etmiyor, yarım bırakmıyorum artık eskisi gibi filmleri. misal bu akşam güneşli pazartesileri izleyeyim bir kez daha diyorum. zamanı geldi çünkü.
hem bu şarkılar ve filmler olmasaydı nic'olurdu halimiz. düşünmek istemiyorum doktor.
sahi n'olurdu?
* "kulağının ebesini skmişsin" dedi daha ilk muayenede doktor. tabi o benim gibi böyle palas pandıras demedi. kibarca söyledi ama tercümesi benim yazdığım gibiydi. hayatı sol şeritten yaşıyorum br haftadır. sağ taraf kaput. dinlendirecekmişim. tek çaresi oymuş. kulaklıkla müzik kesinlikle yasak. gürültüden de uzak duracakmışım. hemen itiraz ettim. iyi de doktor istanbul'da yaşıyoruz bu nasıl olacak dedim. müstehzi ile acımtırak arası bir edayla güldü ve bu sefer gerçekten küfür etti. ama onu burada yazamam...
* nazan dedik, bahar dedik eyvallah da göksel yeni albüm yapmış niye söylemiyorsunuz kuntisler! bakmayın öyle uzaktan uzaktan sevdiğime. göksel'le mazimiz eskidir. ahanda ispatı; mazi1 mazi2
.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...