saat oniki:kırksekiz. bir belediye parkının bankında oturmuş geleceğimi düşünüyorum. doğrusu düşünüyor gibi yapıyorum. aslında aylak bir kedi gibi vücudumu ısıtan güneşin ruhumu da ısıtmasını bekliyorum.
biliyorum. nafile.
yaklaşık kırkbeş dakikadır eternity and a day
dinliyorum sadece. düşünmekten kaçıyorum. sanırım ben bu satırları
yazarken onsekizinci tekrarını dinliyor olacağım şarkının. düşünmekten,
özlemekten en acısı da yaşamaktan yoruldum. dinlenmek istiyorum artık.
sarmaş dolaş sevgililer, yaşlılar, çocuklar, gençler, kediler ve hatta kuşlar geçiyor önümden. zaman bir türlü geçmiyor. taşınması imkansız bir yük gibi sırtımda duruyor.
bulutların arasına gizlenmiş güneşi bekliyorum şimdi. onüç:sıfırbir saat ve hâlâ cumartesi.
-24/01/2015-
sarmaş dolaş sevgililer, yaşlılar, çocuklar, gençler, kediler ve hatta kuşlar geçiyor önümden. zaman bir türlü geçmiyor. taşınması imkansız bir yük gibi sırtımda duruyor.
bulutların arasına gizlenmiş güneşi bekliyorum şimdi. onüç:sıfırbir saat ve hâlâ cumartesi.
-24/01/2015-