inanmazsın ama mutluyuz şimdi. işsizlik, hayat şartları, sorumluluklar, sorunlar, yükler, özlemler, pişmanlıklar, iyikiler, keşkeler. hiç biri umrumda değil. ama hiç biri.
kış güneşi, sınırsız aylaklık ve ben. mutluyuz doktor. mutlu.
kış güneşi, sınırsız aylaklık ve ben. mutluyuz doktor. mutlu.
anlıyor musun?
.
.
baharı bekleyen kumrular vardır bilirsin. bir de kış güneşini bekleyen adamlar. benim gibi. lakin işte bu havalar mahvetmiyor da öldürüyor beni şairin aksine. biraz mutluluktan biraz yoksunluktan. bir şeyler yapmalı. Mutlak bir yolu olmalı...
.
tramvay yoluna geliyorum. modadan kadıköye inen. denizi gören o darboğazdayım. bir sanat eserine bakar gibiyim. ve bir süre sonra geçeceğini bildiğim kelebek ömürlü huzurun içindeyim. tadını çıkarıyorum. öyle ki kanatlanıp o boğazdan önce marmaraya sonra gökyüzüne açılmak istiyorum. lakin çok sürmüyor. hain bir tramvay klaksonu hayallerimi sırtından bıçaklıyor. kenara çekiliyorum. bu iş burda bitmedi diye söyleniyorum sarı tramvayın ardından. bu iş burada bitmedi.
.
merkeze yürüyorum. küskün ama umutlu. dedektörle altın arayanlar gibi güneş alan mekan arıyor gözlerim. yerde bulamadığımı gökte buluyorum. ismini vermek istemediğim bir teras cafede oturmuş bunları yazıyorum şimdi. sağımda sonsuz marmara. karşımda güneş. sessizce hasbihal ediyoruz. son damlasına kadar kullanmak istiyorum bu hakkımı. oysa bitmesini hiç istemediğim bir rüya gibi o kadar güzel ki her şey.
o kadar...
.