insanları izliyorum bir yandan onlara farkettirmemeye çalışarak. iştahlarından hiç bir şey kaybetmemişler. sanki dünyada bu kadar açlık, sefalet yokmuş gibi ya da daha geçen hafta bir yakınları ölmemiş gibi yahut sevgililerinden ayrılmamış gibi sevinç ve coşku eşliğinde yapıyorlar pazar kahvaltılarını. kızıyorum onlara. bağırmak istiyorum. hani bu pazar kahvaltıcılarının "kim bu meczup" yaftalamalarından ve kafenin çam yarması yedi adet garsonundan çekinmesem; yarın pazartesi iş var amk, kime lan bu cakanız yarın hepiniz "çalışma kamplarına" gireceksiniz. çünkü hepiniz modern kölelersiniz" derdim. bir de leyla'yı çok seviyorum ulann derdim.
demedim hiç bir şey. hesabı masaya bırakıp bahariye'den moda'ya yürüdüm usul usul.
demedim hiç bir şey. hesabı masaya bırakıp bahariye'den moda'ya yürüdüm usul usul.