öyle bir şey ki bu sevgilim, umutla umutsuzluk, sevinçle hüzün arasında yuvarlanır gibi. bir yanım balkon çok güzel esiyor gelsene diyor diğer yanım
emre aydın'a takılıp hüzünlerden hüzün beğeniyor. izlediğim ve çok sevdiğim filmler geliyor aklıma sonra. hepsini bir çırpıda tekrar ve tekrar izlemek istiyorum. olmuyor. sen zaten aklımdan hiç çıkmıyorsun. yazmak istiyorum. yine olmuyor. sevdiğim kitaplar düşüyor aklıma bu sefer. okumak istiyorum bir bir hepsini yine ve yeniden. en azından altını çizdiğim yerleri. lakin o da mümkün olmuyor. çünkü bu aralar kararsız bir kasım güneşi gibi ruhum. oysa hâlâ ağustostayız. sence de çok uzun sürmedi mi şu lanet ağustos? eylül diyorum, çok uzak sevgilim..