yattığım yerden önlü arkalı sıralanmış iki yıldız görüyorum her gece. öndeki daha parlak
arkadaki daha küçük ve sönük. bazen de arkadaki parlak öndeki sönük
oluyor. ama hep oradalar. her akşam görüyorum onları. düşünüyorum ister
istemez. hayatımı. kendimi. dünyadaki yerimi.
oysa fazla düşünmeye gerek
yok. o iki yıldızın arasındayım. biliyorum.
hani ve yine klişe olacak ama gerçeğim bu
benim. araftayım.
bazen önde bazen sonda ama hep aradayım.
hani dört
mevsim var ya nefes almaya çalıştığımız şu yerkürede. işte o
mevsimlerden sadece ikisinin arasındayım mesela. hepsinin değil sadece ikisinin. sorsan söylerim niye
söylemeyeyim hangileri olduğunu. ve sorsan yine onlardan sadece biri
olmaya razı olduğumu da söylerim.
ama işte ben ikisinin arasındayım. tıpkı gece ile gündüzün
arasında olduğum gibi yahut yağmurla güneşin.
ama bazı şeyler de var ki sevgilim; sadece seninle benim aramda.
.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...