burası öyle albenisi olan, dışarıdan dikkat çeken bir yer değil. hatta varlığı ile yokluğu belli değil. sakinliği, kendi halindeliği ve tabi ki çayı ve kaşarlı kavurmalı tostu muhteşem. yıllardır bizi burada, aynı ağacın altında buluşturuyor.
çoğu zaman beklemek başlı başına sinir bozucu bir eylem olabiliyor. lakin bazı beklemeler bir sefahat benim için. bu ağacın altı da öyle. kediler, kuşlar. sigara dumanına karışan çay kaşığı sesleri. şen kahkahalar, ateşli tartışmalar. sanki mini bir türkiye mozaiği. iş çıkışı evine dönenler, gece nöbetine gidenler. akşam kahvesi için metroya koşturanlar. köşe bankında arkadaşını bekleyenler. hepsi yazılmayı bekleyen yalın bir hikaye.
herkesin bir beklediği var. benim de var. otuz dört dakika oldu ve hala gelmediler.
.