121- gürültü - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

121- gürültü




yıllar önce izlediğim kilit (2006) filminde altan erkekli bir köşebaşına oturmuş, kendi kendine konuşuyordu; “çok fazla gürültü var hayatımda. hiç konuşmayacağım. sadece gel ve ellerini kalbime tut”

yine önceki akşam sadece juliette binoche hatırına tamamladığım camille claudel 1915 (2013) filminde, bu kez ailesi tarafından akıl hastanesine kapatılan camille bir duvara yaslanmış şöyle diyordu;
burada çok gürültü var..”

ve şimdi ben kendi filminde ve bir belediye otobüsünün dörtlü koltuğunda ilham irem gibi haykırmak istiyorum. 
çok, çok fazla her şey.. 
çok fazla gürültü var doktor..

yapılacaklar listelerim, bitmeyen işlerim, patronun nevrotik atakları benim he he deme egzersizlerim,  tedarikçileri idare etme sanatlarım, eş dost hısım akraba yararına faydalı işlerim, kendimden ödün vermelerim, aynı anda üç ayrı iş için kafamda demir leblebi gibi gezdirdiğim düşüncelerim, iflah olmaz romantizmim, insanların vurdumduymazlığına olan tahammülsüzlüğümü ehlileştirme çabalarım, havaya suya toprağa yazılan uyaksız şiirlerim, gece rüyalarımda yürüdüğüm yollara ekmek kırıntısı bırakmalarım, çizgilere basmadan yürüme çabalarım, hep aynı şarkıyı dinleme ısrarlarım, işe gidip eve dönmelerim, üç gecedir gecenin üçünde uyanmalarım, vazgeçmediğim ama unuttuğum imkansız hayallerim, kuyrukları birbirine dolanmış tilkilerim, hendeksiz develerim, sabahın altı buçuğunda nefes almadan konuşan ablaların ağzına kürekle vurma histerilerim, insan seçmelerim, dinmeyen dilemmalarım, uykusuz sayıklamalarım ve kendi kendime konuşmalarım sevgili doktor. sanki hepsi bir balonun içinde ve biri o balonu kafama kafama çarpıyor. kafama kafama..
bu sabah diyorum yediyi biraz geçe ilham irem gibiydim. konuşamadım. haykıramadım.
çok fazla gürültü var…
.