fuzûlî, taze kekik ve devam eden hayat! - kıyılar mutedil açıklar kaba dalgalı

fuzûlî, taze kekik ve devam eden hayat!


"taze kekik var mı?" diye sordu.
yoktu.
başka bir şey isterse verebilirmiş yaşlı satıcı. "roka, kıvırcık, taze soğan. limon..."
istemedi, 
"taze kekik lazım" dedi.
kadıköy çarşı'da otuzlarında, esmer, siyah kadife montlu genç bir kadın. yüzü hüzünlüydü. sanki kekik bahaneydi. eski kalabalığından ve canlılığından eser bulunmayan kadıköy gibi kederli. adımlarıyla düşünceleri uyumsuz ve birbirine dolanan, ruhu yaralanmış diğer insanlar gibi şaşkın. belki dedim "hayat devam ediyor" klişesine tutunmak için taze kekiği kendine araç edinmişti. ben neyi bahane edeceğimi bilmeden bir hafta sonra çıktığım çarşıda sudan çıkmış balık gibi dolanıyorum. insanlara bakıyorum. vitrinlere. kedilere. kör bir kuyuya bakar gibiyim. bağırdıklarım geri suratıma çarpıyor. içimde birikenleri; öfkeyi, kederi ve çaresizliği yine içime gömüyorum.
çünkü fuzûlî haklı. ................
.