neredeyse yirmi beş sene olmuş ayrılalı. her biri bir tarafa
dağılmış tam otuz dokuz kişi. liseden mezun olduktan sonra bir kaçıyla ya
karşılaştım ya karşılaşmadım. serdar’ı hiç görmedim. hemen arka sıramda fener
beşiktaş muhabbeti, kalem-silgi alışverişi yaptığım muzip, zeki ama tembel,
haşarı çocuk! boş derslerin vazgeçilmezi basket sahasında çift kale maçların en
çok aranılan topçusu. sarı serdar.
.
üzerinden asırlar geçse de bazı sözler, gülüşler, bakışlar hiç unutulmaz. usta bir nakkaşın işlemesi gibi hem beyne hem gönüle kazınır. zamanı gelince de senin ilave çaba sarfetmene gerek kalmadan kendiliğinden ortaya çıkarlar. yıllar önce işte, yine böyle yaza denk gelen, sıcak bir ramazan günü basket sahasında futbol oynarken demiştin ki bana ; " olm mithad hiç koşmuyorsun, çok skindirik bi topcusun ama en güzel golleri de hep sen atıyorsun lan."
lakin dün akşam
öğrendim ki ; sen hayatının golünü atmışsın be olm. boğazda
düğümlenen, sol yanda ince bir sızı bırakan çıkarılması zor bir doksan artı
golü hem de. ağlama hissi veren ama bir türlü ağlatmayan..
üzerinden asırlar geçse de bazı sözler, gülüşler, bakışlar hiç unutulmaz. usta bir nakkaşın işlemesi gibi hem beyne hem gönüle kazınır. zamanı gelince de senin ilave çaba sarfetmene gerek kalmadan kendiliğinden ortaya çıkarlar. yıllar önce işte, yine böyle yaza denk gelen, sıcak bir ramazan günü basket sahasında futbol oynarken demiştin ki bana ; " olm mithad hiç koşmuyorsun, çok skindirik bi topcusun ama en güzel golleri de hep sen atıyorsun lan."