anlatamıyorum.
orhan veli ama kesin anlatırdı.
söylemiştim. seçme şansım olsa orhan veli ile karşılıklı oturup bir çay içmeyi çok isterdim. gerçi o rakıyı tercih ederdi.
ama olsun bir düşünsene;
büyük şairle sahilde bir bankta yan yana oturmuş denizi, martıları, vapurları okuyoruz.. ben o'nun olmadığı zamanlarda olanları özetliyorum, martılara simit atmayı falan gösteriyorum. lakin o beni dinlemiyor, eskiden kalma alışkanlıkla etrafta okuduklarını yazmaya çalışıyor.
ama olsun bir düşünsene;
karşıda bir vapur, kız kulesi'ne kur yapar gibi süzülürken orhan veli sigarasından efkarlı bir nefes alır. sanki o an fonda sezen en içli şarkısını seslendiriyormuş gibi. yahut nuri bilge'nin henüz çekilmeyen filminin en can alıcı sahnesinin ortasındaymış gibi. kederli ve yalnız.
sonra sessizlik biter.
-biliyor musun mithad? der şair.
-bilmiyorum abi derim.
bu kez sessizlik ebediyen başlar. ve bir daha hiç konuşmaz büyük şair.
ama olsun bir düşünsene...