son bir saattir veya bir hafta yahut bir aydır
düşündüklerimi düşündüğümde düşünmek istemiyorum lakin yapamıyorum nefes
alıyorum fakat veremiyorum ya da tam tersi veriyorum ama alamıyorum çünkü ve
zira öyle bir kızgın elektrik ki bu bünyede biriken bir sonbahar sabahı
özgürlük parkının kızıl-toprak'ına akıtılası hem zaten birbirimizi
kandırmanın da manası yok sevgilim dürüst olalım sence de dünyada yeterince
yalan, kan ve gözyaşı yok mu demem o ki; dürüst olalım sadece canlarımızı yemeye
gerek yok bütün olumsuzluklara don kişot olamayız buna ne senin ne benim ne de
cervantes'in gücü yeter peşinen söyleyeyim pollyanna da olmaz bizden en iyi
ihtimal birer pinokyo oluruz bu sahte mutluluk ve dahi kibarlık oyunlarıyla
ortam siyasetçiliğiyle yaşam taklitçiliğiyle ama ve neyse ki şarkılar var
hâlâ güzel şarkılar da olmasa nic olurdu halımız ki aslında kendime güveniyorum
lakin kızamıyorum yine de bir şeyler söylemek istiyorum kendimi alıp karşıma
hani böyle babacan bir nasihat vermek gibi çok iyi bildiğim şeyler hatırına
belki biraz gölgelerin gücüne adına lakin ve asla veryansın değil de sevgiden
doğan kavurucu bir sitem adına mesela varlığımın varlığına armağan olduğu serin
bir akşamüstü ılık bir bahar sonu gibi ama ve mesela son zamanlarda küstüğüm
dağ gibi insanların bundan haberi olsa korkarım rüzgar eskisinden çok daha deli
eser ortaköy'de tsunami dolmabahçe'de gol olur galata'ya leylekler
sarayburnu'na leylaklar dadanır bit pazarına kar istiklal'e nur yağar mayalar
haklı çıkar esteban kral andersen'den masallar gerçek olur bununla da kalmaz
dahi anlamındaki de ve da ekleri kıymete biner devrik cümleler karaborsaya
düşer ismin halleri önce halsiz düşer sonra yatalak olurlar bundan rahatsız
olan genç noktalama işaretleri huysuzlanıp içeride kargaşa çıkarırlar huzur ve
güven ortamını bir türlü tesis edemeyen türk dil kurumu çaresiz konkordato ilan
eder olaylar öyle gelişigüzel ve başıboş gelişir ki sıfır beş ince uçlu
kalemler otomatik olma özelliklerinin verdiği avantajla dünyayı ele geçirirler
eli kalem ve klavye tutan herkes gibi beni de devasa kalem kutularının içine
hapsederler ki ceza olarak ilkokul kâbusum pembe fişleri heceletirlerken
uyanırım kan ve ter içinde hemen yanıbaşımda duran kareli not defterime koyu
kahverengi tam otomatik sıfır beş kalemimle rüyaymış sadece bir rüya yazarım.
.
beklemek
-
metro istasyonunun serin, derin ve loş ışığında gelecek treni bekliyoruz.
biraz uykulu. biraz düşünceli. biraz yalnız. ömrümüz diyorum zaten hep bir
şeyle...