bildiğim kasvetli bir pazar..
.
ellerim buz gibi yine içeride olduğum halde. halbuki her kış, her şubat, her mart üşürlerdi. parmak uçlarımda roma rakamlarını andıran çizgiler oluşurdu hep. yine öyle. şikayetçi değilim, canım insanlar, çekirdek aileler, kankalar, öğrenci gençler pazar kahvaltısı yapıyorlar. gülüyorlar. eğleniyorlar. mutlu gibiler. bu beni mutlu etmiyor. ama mutsuz da etmiyor. ellerim diyordum. tuhaf bir şekilde seviyorum bu üşüme hallerini. asla sorun etmedim. bilakis yaşadığımı hissederim böyle zamanlarda.
.
ama işte bazen de zor oluyor yaşamak. düzene ayak uydurmak. oysa eskiden hayatın boşluklarını doldurmada daha mahirdim. başedemedim bugün. bir pazar cafesinde göksel çayıma eşlik ederken çantamda iki aydır hâlâ bitiremediğim tezer özlü kitabı. düşüncelerimde saf anılar, eski aşklar, tamamlanmamış hayaller.
sahi tezer özlü ne güzel kadın?
sahi tezer özlü ne güzel kadın?
.
kalanlar kitabında sanki hayatımı özetlemiş ;
"bir şeyin değişeceği fikri beni ürkütüyor, bir şeyin değişmeyeceği de."
..
göksel - kurşuni renkler
"bir şeyin değişeceği fikri beni ürkütüyor, bir şeyin değişmeyeceği de."
..
göksel - kurşuni renkler